Abstract:
Bu çalışmanın temel amacı, Türk hastalarından alınan diş örneklerini Konik
Işın Bilgisayarlı Tomografi (KİBT) kullanarak değerlendirmektir. Pulpa taşlarının
varlığı ile önceden yapılan restoratif tedavi, yaş ve cinsiyet arasındaki ilişkiyi
araştırmaktır. Bu çalışma İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi’nde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, CBCT kullanarak Türk
popülasyonunda pulpa taşlarının yaygınlığını analiz etmek amaçlanmıştır.
Hipotez, restoratif tedavi ile pulpa taşları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
bağlantı olduğu ve aynı zamanda yaş ve cinsiyet ile potansiyel korelasyonları
incelemektir.
Araştırma için, 2014-2017 yılları arasında İstanbul Aydın Üniversitesi’nde
CBCT taraması yapılan toplam 297 hastaya ait 5866 dişin radyografik
görüntüleri, Morita 3D Accuitomo 170 cihazı kullanılarak elde edilmiş ve Morita
i-Dixel 2.0 programı ile işlenmiştir. Veriler, analiz için IBM SPSS for Windows
sürüm 22.0 kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya dahil edilen kriterler,
hastaların 18 yaşından büyük olması ve incelenen dişlerde kron restorasyonu veya
kanal tedavisi uygulanmamış olmasıdır. Pulpa taşı varlığı açısından
değerlendirilecek örnekler, hastanın cinsiyeti, yaş grubu, diş tipi ve daha önce
restoratif tedavi görüp görmediğine göre gruplandırılmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre, incelenen diş örneklerinde pulpa taşı prevalansı
%13.7 olarak bulunmuştur. İncelenen dişlerin %9.4’ü restoratif tedavi görmüştür.
Yaş gruplarına göre incelendiğinde, 18-40 yaş grubunda %12,4 ve 40 yaş ve üzeri
grupta %15,6 oranında pulpa taşı tespit edilmiştir. Tüm diş tipleri için pulpa taşı
prevalansı %42 ile en yüksek üst çene büyük azılarda görülürken, bunu %36 ile
iii
alt çene molar dişler takip etmiştir. Pulpa taşlarının üst çene kesicideki prevalansı
%4,7 ve alt çene kesicideki prevalansı %4,6’dır.
Restore edilmiş dişlerde pulpa taşlarının prevalansı %13,2 olarak
belirlenmiştir. Pulpa taşlarının varlığı restore edilmiş dişlerde restore edilmemiş
dişlere göre daha yüksektir. Üst çene büyük azılarda pulpa taşı prevalansı restore
edilmiş dişlerde %43,5 iken restore edilmemiş dişlerde %38,8’dir. Alt çene büyük
azılarda ise bu oranlar sırasıyla %37,3 ve %32,5’tir. Üst çene kesicide, pulpa
taşlarının prevalansı restore edilmiş dişlerde %24,4 ve restore edilmemiş dişlerde
%3,7’dir. Alt çene kesicide bu oranlar sırasıyla %20 ve %4,5’tir. Üst çene kanin
dişlerde pulpa taşı prevalansı restore edilmiş dişlerde %5,9 iken restore
edilmemiş dişlerde %4,5’tir. Alt çene köpek dişlerinde, pulpa taşlarının
prevalansı restore edilmiş dişlerde %33,3 ve restore edilmemiş dişlerde %12,5’tir.
Son olarak, üst çene küçük azılarda pulpa taşı prevalansı restore edilmiş dişlerde
%4,5 ve restore edilmemiş dişlerde %4,1 iken, alt çene küçük azılarda bu oranlar
sırasıyla %24,6 ve %12,4’tür.
Bulgular, restore edilmiş ve edilmemiş dişlerde pulpa taşlarının varlığı
arasında bir ilişki olduğunu ve yaşlanma ile pulpa taşı oluşumu arasında bir ilişki
olduğunu göstermektedir. Bu durum, travmanın pulpa taşlarının oluşumunu
kolaylaştırabileceğini düşündürmektedir. Çürük varlığı ve restorasyon süreci,
zaman içinde pulpa taşlarının oluşumuna yol açabilecek travmatik etkiler
taşıyabilir. Bu durum özellikle daha fazla oklüzal basınca maruz kalan, daha zor
temizlenen ve diğer dişlere kıyasla daha kısa ömürlü olan azı için geçerlidir.
Yaşlanma, travma ve tahriş edici maddelere maruz kalma süresini
etkileyebileceğinden, pulpa taşlarının oluşumunda da bir faktör olarak rol oynar.