ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN ÇEVRİMİÇİ FLÖRT UYGULAMASI KULLANIM DURUMUNA GÖRE KARANLIK ÜÇLÜ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ, AŞK BİÇİMLERİ VE SANAL DÜNYA RİSK ALGILARI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Abstract

Bu araştırmada, çevrimiçi flört uygulaması kullanan ve kullanmayan üniversite öğrencilerinin karanlık üçlü kişilik özellikleri, aşk biçimleri ve sanal dünya risk algıları düzeyleri arasında bir farklılık olup olmadığına bakılmıştır. Ek olarak, çevrimiçi flört uygulaması kullanım durumuna göre ayrılan üniversite öğrencilerinin karanlık üçlü kişilik özellikleri ile aşk biçimleri ve sanal dünya risk algıları arasındaki ilişkileri değerlendirilmiştir. Araştırma İstanbul’da yaşayan üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Yaş aralığı 18-26’dır. Çalışma esnasında son 6 ay içerisinde flört uygulaması kullanan ve daha önce hiç flört uygulaması kullanmamış katılımcıların eşit sayıda olmasına dikkat edilmiştir. Toplam 600 katılımcı yer almıştır. Katılımcıların 273’ü kadın, 327’si erkektir. Araştırma verileri ‘Sosyodemografik Bilgi Formu’’, ‘’Kısaltılmış Karanlık Üçlü Ölçeği’’, ‘’Aşka İlişkin Tutumlar Ölçeği: Kısa Form (LAS)’’ ve ‘’Sanal Dünya Risk Algısı Ölçeği’’ ile toplanmıştır. Elde edilen veriler Pearson Korelasyon analizi ve Bağımsız Gruplar t-testi kullanılarak SPSS 27 programı ile analiz edilmiştir. Çevrimiçi flört uygulaması kullanan üniversite öğrencilerinin makyavelizm, narsisizm, psikopati, özgeci aşk, oyun gibi aşk ve sanal dünya risk algısı puanları çevrimiçi flört uygulaması kullanmayan üniversite öğrencilerinden istatistiksel olarak daha yüksek olduğu bulgulanmıştır. Çevrimiçi flört uygulaması kullanmayan üniversite öğrencilerinin tutkulu aşk ve arkadaşça aşk puanları çevrimiçi flört uygulaması kullanan üniversite öğrencilerinden istatistiksel olarak daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda, flört uygulaması kullanan ve kullanmayan üniversite öğrencilerinin karanlık üçlü kişilik özellikleri ile aşk biçimleri

ve sanal dünya risk algıları arasında düşük ve orta düzey pozitif korelasyonlar elde edilmiştir. Sonuçlar ilgili literatür bağlamında tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.